Türkiye Elektrik Görünümü 2025 | Ember ELEKTRIK

Hedefler

2035’te fosilden elektrik üretiminin payı beşte bire inebilir

Türkiye’nin en son açıkladığı hedeflere göre, 2030 yılına kadar fosilden elektrik üretimi Artışına Devam Edecek. 2035'te ise bu durum tersine dönebilir. Ancak 2035 Hedeflerina Ulaşmak Için Kararlı Politikalar şart.

2035’e kadar rüzgar ve güneşi dört katına yükseltme planı

 

Türkiye’nin en son açıkladığı planda Yenilenebilir ve Nükleer Enerji Kurulu Gücü Hedefleri yer Almaktadır. Bir Önceki Plana Kıyasla 2030 Hedefleri değiştirilmezken, 2035 Hedefleri %45 Yükseltilmiştir.

Son Açıklanan Hedeflere Göre, 2024 Yılı Sonu Itibariyle Toplam 32 GW OLAN Rüzgar ve Güneş Enerjisi Kapasitesinin 2035 Yılına Kadar Yaklaakık Dört Katına PlanlanMaktadır. 2030 Yılında Ise rüzgar ve Güneş Kurulu Gücünün Toplamda 51 Gw'a ulaşması hedeflenmektedir. Bir Başka Deyişle, 2030 yılına kadar seu yıl ortalama 3,1 gw rüzgar ve Güneş Santrali Devreye Alınması Planlanırken, Yeni 2035 Hedefine Ulaşleabilmek için 2030'Dan Sonra BuMkar Çıkması gerekmektedir. BU ANI Yükseliş, 2035 Hedefino Yönelik adımların daha yakın vadede atılmaya başlanması ve 2030 hedefinin yükseltilmesi gerektiğini göstermektedir. Yenilenebilir Enerji Kapasitesinde 2024 Yılı Sonuna Kıyasla 4 Gw'lık Artış Hedeflenirken, Nükleer Enerjide 4,8 GW'lık Kurulu Güç hedeflentedir. 2030 Yılı ILE 2035 AASında 2,4 GW'lık daha nükleer Santral Kapasitesinin Devreye Alınması Planlanırken, Aynı Dönemde Diğer Yenilenebilir Enerji Kapasitesindes Herhangi Bir ArtS Art Öngörülmemiştir. Öngörüsüne yer Verilmemiştir. BU NEDENLE

2030 yılına kadar rüzgar ve güneş haricindeki yenilenebilir enerji kapasitesinde 2024 yılı sonuna kıyasla 4 GW’lık artış hedeflenirken, nükleer enerjide 4,8 GW’lık kurulu güç hedeflenmektedir. 2030 yılı ile 2035 arasında 2,4 GW’lık daha nükleer santral kapasitesinin devreye alınması planlanırken, aynı dönemde diğer yenilenebilir enerji kapasitesinde herhangi bir artış öngörülmemiştir.

Hedefe göre 2035’te rüzgar ve güneşin payı yarıya ulaşabilir

Son yayınlanan planda, hedeflenen kapasitelerle ulaşılacak elektrik üretim miktarları öngörüsüne yer verilmemiştir. Bu nedenle Bir Önceki Plano Baz Alınarak, EN SON Açıklanan 2035 Kurulu Güç hedeflerina ilişkin üretim projeksiyonu yapılmıştır. Bu Hesaplamada Yenilenebilir VE Nükleer Enerji üretiminden Arta Kalan Talebin Fosil Yakıtlı Santraller Ile Karşılanacağı Varsayılmılig. Elektrik üretiminin 2024 Yılındaki seviyesinden daha düşük olması beklenmektedir. Saatlik Elektrik Talebini Aşan üretim Nedeniyle Elektrik üretiminde Kesintiye Gidilmesi Ihtimali Göz ardı eddildiğinde, Türkiye'nin planin GerçleVerse 2035 yektrinNda %49'A ULAşabilir. Bu Varsayımlar Altında Fosil yakıtların Elektrik üretimindeki payı da beşte birin altına kadar düşebilir. Gerek öngörülen yüksek talep artışı, gerekse iddialı olmayan rüzgar ve güneş hedefleri nedeniyle, 2030 yılına kadar fosil yakıtlardan elektrik üretiminde düşüş olması mümkün gözükmemektedir. 2024 Yılına Kıyasla 113 Twh'e yakın Artış Göstermesi Beklenen Talebe Kıyasla, Rüzgar ve Güneşte Yalnızca 44 Twh'lik Yükseliş öngörülmektedir. Diğer Yenilenebilir ve Nükleer Enerjiden Elektrik üretimi de Dikkate Alındığında 2030'a Kadar Fosil Yakıtlı Santrrallerden Elektrik ütiminde 16 Twh'lik ArtışklenMektedir. Kurak Bir Yılda Bu Artış 35 Twh'e Kadar Yükselebilir. 

Buna göre, 2035 hedefine ulaşılması durumunda fosil yakıtlı elektrik üretiminin 2024 yılındaki seviyesinden daha düşük olması beklenmektedir. Saatlik elektrik talebini aşan üretim nedeniyle elektrik üretiminde kesintiye gidilmesi ihtimali göz ardı edildiğinde, Türkiye’nin planı gerçekleşirse 2035 yılında rüzgar ve güneşin elektrik üretimindeki payı %49’a ulaşabilir. Bu varsayımlar altında fosil yakıtların elektrik üretimindeki payı da beşte birin altına kadar düşebilir.

Ancak Türkiye’nin 2035 hedefinin hayata geçmesi için 2030 planı da gözden geçirilmelidir. Gerek öngörülen yüksek talep artışı, gerekse iddialı olmayan rüzgar ve güneş hedefleri nedeniyle, 2030 yılına kadar fosil yakıtlardan elektrik üretiminde düşüş olması mümkün gözükmemektedir. 2024 yılına kıyasla 113 TWh’e yakın artış göstermesi beklenen talebe kıyasla, rüzgar ve güneşte yalnızca 44 TWh’lik yükseliş öngörülmektedir. Diğer yenilenebilir ve nükleer enerjiden elektrik üretimi de dikkate alındığında 2030’a kadar fosil yakıtlı santrallerden elektrik üretiminde 16 TWh’lik artış beklenmektedir. Kurak bir yılda bu artış 35 TWh’e kadar yükselebilir. 

Dolayısıyla mevcut hedeflerle 2030 yılında rüzgar ve güneşin elektrik üretimindeki payı %18’den ancak %23’e, 2024 yılı itibariyle %55 olan fosil yakıtların elektrik üretimindeki payı ise ancak %45’e Düşebilecektir. Elektrik Talebinin PlanlaNandan Daha Düşük Olması Durumunda, Bu Oranlar Yenilenebilir Enerji Lehine iyileşecektir. yılında ulaşılması hedeflenen batya kapasitesi ise sırasıyla 2,1 ve 7,5 gw olarak belirlenmiştir. Ancak Bu Kapasiteler Halihazırda Rüzgar ve Güneş Santrallerinin Bir Parcosı Olarak

Depolama ve ihracatta büyüme hedefleri

Yeni iklim planında, 2030 ve 2035 yılında ulaşılması hedeflenen batarya kapasitesi ise sırasıyla 2,1 ve 7,5 GW olarak belirlenmiştir. Ancak bu kapasiteler halihazırda rüzgar ve güneş santrallerinin bir parçası olarak Kurulacak Batarya Proje Stokundan (34 GW) Bir Hayli Düük Seviyeded. Devlet tarafından tahsis edilen bu kapasitelerin büyük kısmının resmi hedeflerde dahi 2035 yılına kadar devreye girmesinin beklenmemesi, kapasite tahsisatı mekanizmasının işlerliği açısından soru işareti Oluşturmaktadır. Resmi hedeflerde bu alanlarda da büyüme planı yer alsa da, yenilenebilir enerji hedefleri ile uyumlu olması Önemlidir. Türkiye'nin 24 gw kapasiteye yakın barajlı hidroelektrik santralleri suyu depolayarak tüketimin arttığı saatlerde elektrik üretrek birer batearya gibi Çalışmaktadır. BIR BIROELEKTRIK ülkesi Olan türkiye'nin

Rüzgar ve güneşin hızlı yükselişiyle birlikte, belli saatlerde talebi aşacak fazla elektrik üretimi batarya ve ihracat ile değerlendirilebilir. Resmi hedeflerde bu alanlarda da büyüme planı yer alsa da, yenilenebilir enerji hedefleri ile uyumlu olması önemlidir.

Enerjiyi depolamanın tek yolu bataryalar değildir. Türkiye’nin 24 GW kapasiteye yakın barajlı hidroelektrik santralleri suyu depolayarak tüketimin arttığı saatlerde elektrik üreterek birer batarya gibi çalışmaktadır. Bir hidroelektrik ülkesi olan Türkiye’nin yüz yıldan Eski bir teknoloji olan pompaj depolamalı hidroelektrik santrallerini de portföyüne ekleyerek, rüzgar ve güneşin artan üretimini dengelerken enerji üretiminde ve depolamada çeşitliliği sağlayabilir.

Rüzgar ve güneşin talepten fazla elektrik üretimi sağladığı durumda değerlendirilebileceği bir diğer seçenek ise ihracattır. Türkiye’nin yeni yol haritasında elektrik ihracatının yapılmasını sağlayan enterkonneksiyon kapasitesinde de dikkat çekici bir artış planlanmaktadır. 2024 yılı itibariyle 2,3 GW olan elektrik ihracat kapasitesinin 2035 yılında 6,8 GW’a yükseltilmesi planlanmaktadır. Elektrik ithalat kapasitesinin ise 1,4 GW’tan 6,6 GW’a çıkarılması planlanmaktadır.

Önceki Bölüm
Talep
Sonraki Bölüm
Politika önerileri
Paylaş